"Çocukken bir geyiğe tutulmuştum." diye başlar M.Mungan'ın Paranın Cinleri isimli kitabı. O çocukluğunun şehri olan Mardin'i anlatır otobiyografik romanında bense kadraja giren bir kaç acemi kareyle vereceğim startı.. Farklı dilleri, değişik kültür ve inançları barındıran süryani kiliseleri ve Artuklu, Ulu camiileriyle tarihi mozaiği yaratmış Mezopotamya'nın en eski, an itibariyle içinde yaşadığım en eski şehri Mardin'den yazılır tüm bu satırlar.ilk kare yoğun istek üzerine meraklılarına sunulur ayrıca. Alttaki fotoğraf Yenişehir'e ait..Evimizin bulunduğu alanın ana caddesi.
Yaklaşık 15 gündür güzel Mardin'deyiz ve taşınma-yerleşme-dinlenme süreçlerinin ardından ilk kez bugün kendimizi sokaklara atabildik. Burada iki ayrı şehir görmek mümkün biri Yenişehir denilen Aşağı Mardin diğeri de tarihi dokusu bir çok müdahaleye rağmen bozulmamış Yukarı Mardin'dir.
Gün itibariyle 1 TL ödeyerek koyu mavi, şehiriçi dolmuşlarla ilk Yukarı Mardin turumuzu yaptık. Üst karede görülen şehrin tepesinde yanyana dizili mezar taşları karşılıyor bizi gözalıcılığıyla. Cumhuriyet caddesi ana güzergahımız zaten geriye kalan herşey abbaraların altında kalan gizli şehirden ibaret. Altaki kareyi ciddi korku içinde biraz da titrek ellerle izinsiz çektim lakin yaşanan telaştan açıyı ayarlamada sınıfta kaldım:'(Sonraki fotoğraf bir dönem rasathane olarak kullanılmış avlusunda şimdiler de kafenin bulunduğu dış mimarisi işlemelerle bezeli Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi'nden şimdilik iç görünüm. Mezopotamya'nın Eski Mardin'den görünen bir açısı.
'Zorlu Bekleyiş' adını verdik bir alttaki kareye. Son derece sakin ve de güleryüzlü olan sevgilinin Mardin'in en meşhur kebabını beklerken ki dönüşümü:) Takip eden fotoğraflar ise mutluluğun resmi tadında..Kebapçı Rıdo'dayız.
İkinci ziyafete aynı hızla geçmemek adına yürümeye devam ederken, gözümün önünde uzun uzun öğütülen kahveye dalmışken 'İçine kakulede atalım mı abla?' sorusuyla irkilirim dükkanın içinde. Ben gibi daha önce tatmayanlara şiddetle tavsiye edilir bu muhteşem aromatik baharat.
Önünden hızla geçtiğimiz ikinci gelişimde mutlaka gireceğime dair kendime söz verdiğim bu tam benlik kitap kafeye bir flaş çakıyorum hemen.
Bu kareyi sana ithaf ediyorum Afi'mm. Hayır, buraya gel almazsam adım Deniz değil! Gümüş rengi de var tercih senin abi:)
Eski Mardin'de kafamı nereye çevirsem aynı ilan..Vardır bir hikmeti bizim bilemediğimiz deyip yürümeye devam ediyorum.
14-45 GÜNDE KEKEMELİĞE SON!
Bilenler bilir takıymış süsmüş pek benim işim olmamasına rağmen görür görmez ben cahili bile vurabilecek kadar güzel ürünleri var bu sanatın buyrunuz ilk telkari örnekler;Sırf adı için bile burada künefe yenilebilir dedik ve daldık içeri. Hayatımda yediğim en iyi künefe olmasa da daha önce hiç böyle bir çam fıstığı yemediğimi söyleyebilirim/ mutluyum:)
Mesaj kaygısı yaşıyorum sondan bir önceki karede..Bilmem başka söze gerek var mı, ne dersin Amelie?Artık Mardinliler gibiyiz bizde..Güneşin erken doğduğu bu şehre ayak uydurabilmek ve erken kalkmak için gün bitmeden eve dönüş yoluna geçiyoruz birlikte.
Canım bir telefon açıp konuşmak kısmet olmadı lakin haberlerini aldım. Amelie'ye *Dur söyleme nereye gittiklerini rüyamda gördüm Güneydoğu Anadolu olduğunu söylüyorlardı. Mardin, Hatay *sayarken gelen cevaba sevindim lan. Mardin'i hep merak etmişimdir. Gelmeyi çok istiyorum bana da bilezik alır mısın:)
1 yorum:
Mardin kapı şen olaa lelellelele
Canım bir telefon açıp konuşmak kısmet olmadı lakin haberlerini aldım.
Amelie'ye *Dur söyleme nereye gittiklerini rüyamda gördüm Güneydoğu Anadolu olduğunu söylüyorlardı. Mardin, Hatay *sayarken gelen cevaba sevindim lan. Mardin'i hep merak etmişimdir.
Gelmeyi çok istiyorum bana da bilezik alır mısın:)
Yorum Gönder